English    Türkçe    فارسی   

1
814-823

  • Ben bilgisizlikten seninle alay ettim. Alay edilmeğe lâyık ben oldum” dedi.
  • Tanrı, bir kimsenin perdesini yırtmak isterse onu, temiz kişileri ta’netmeye meylettirir. 815
  • Tanrı, bir kimsenin ayıbını örtmek isterse o kimse ayıplı kimselerin ayıbı hakkında ses çıkaramaz olur.
  • Tanrı, yardım etmek dilerse bize yalvarmak ve münacatta bulunmak meylini verir.
  • Onun için ağlayan göz ne mübarektir. Onun aşkıyla yanıp kavrulan yürek ne mukaddestir.
  • Her ağlamanın sonu gülmektir. Sonunu gören adam, mübarek bir kuldur.
  • Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerede gözyaşı dökülürse oraya rahmet nazil olur. 820
  • İnleyen dolap gibi gözü yaşlı ol ki can meydanında yeşillikler bitsin.
  • Ağlamak istersen gözyaşı dökenlere acı… Merhamete nail olmak istersen zayıflara merhamet et!
  • O Yahudi padişahının ateşe itap eylemesi
  • Padişah ateşe yüz çevirip dedi ki: “Ey sert huylu! Tabiatındaki o cihanı yakıcılık nerede?