- Sözlerin temizleri, bizden çıkarak ona yükselir, ondan başkasının bilmediği yere kadar varır.
- تا إلیه یصعد أطیاب الکلم ** صاعدا منا إلی حیث علم
- Nefeslerimiz, temizlik sebebiyle bizden hediye olarak beka yurduna yücelir.
- ترتقی أنفاسنا بالمنتقی ** متحفا منا إلی دار البقا
- Sonra ululuk sahibi Tanrı’dan, ancak rahmet olarak sözlerimizin mükâfatı, iki misli bize gelir;
- ثم تاتینا مکافات المقال ** ضعف ذاک رحمة من ذی الجلال
- Sonradan kul nail olduğu şeylere bir daha nail olsun diye bizi, yine o güzel sözlere sevk eder, yine bize o çeşit sözler söyletir. 885
- ثم یلجینا الی امثالها ** کی ینال العبد مما نالها
- İşte böylece en güzel sözleri söyledikçe hep böyle sözlerin çıkmakta, Tanrı rahmeti inmektedir ve bu iki hal sende daimîdir.
- هکذا تعرج و تنزل دایما ** ذا فلا زلت علیه قائما
- Fârisî söyleyelim: Bu şevk ve cezbe, o zevkin geldiği taraftan gelir.
- پارسی گوییم یعنی این کشش ** ز آن طرف آید که آمد آن چشش
- Her kavmin gözü, bir günceğiz zevk sürdüğü cihette kalmıştır.
- چشم هر قومی به سویی مانده است ** کان طرف یک روز ذوقی رانده است
- Yakînen her cinsin zevki kendi cinsiyledir. Bak; cüz’ün zevki kendi küllünden olur.
- ذوق جنس از جنس خود باشد یقین ** ذوق جزو از کل خود باشد ببین
- Yahut o şey, bir cinse katılma kabiliyetinde olur da ona erişince o cinsten oluverir. 890
- یا مگر آن قابل جنسی بود ** چون بدو پیوست جنس او شود
- Su ve ekmek gibi ki bizim cinsimiz değilken bizim cinsimizden oluverdi ve vücudumuzu besledi, kuvvetimizi arttırdı.
- همچو آب و نان که جنس ما نبود ** گشت جنس ما و اندر ما فزود