English    Türkçe    فارسی   

1
891-900

  • Su ve ekmek gibi ki bizim cinsimiz değilken bizim cinsimizden oluverdi ve vücudumuzu besledi, kuvvetimizi arttırdı.
  • همچو آب و نان که جنس ما نبود ** گشت جنس ما و اندر ما فزود
  • Su ve ekmeğin sûreta bizimle cinsiyeti yoktur ama sonucu bakımından onu cinsimiz bil.
  • نقش جنسیت ندارد آب و نان ** ز اعتبار آخر آن را جنس دان‌‌
  • Eğer, bizimle cins olanlardan başka bir şeyden zevk alıyorsak o da ancak bizimle cinsiyeti olana benzer bir şeydir.
  • ور ز غیر جنس باشد ذوق ما ** آن مگر مانند باشد جنس را
  • Cinse benzeyenden alınan zevk, dimî değildir. O zevk âriyettir. Âriyet nesne ise akıbet baki kalmaz.
  • آن که مانند است باشد عاریت ** عاریت باقی نماند عاقبت‌‌
  • Kuşa, ıslıktan zevk gelirse de cinsini bulamayınca ok gibi uçar gider. 895
  • مرغ را گر ذوق آید از صفیر ** چون که جنس خود نیابد شد نفیر
  • Susuz kimseye seraptan zevk gelir, fakat ona erişince kaçar ve yine su arar.
  • تشنه را گر ذوق آید از سراب ** چون رسد در وی گریزد جوید آب‌‌
  • Müflisler kalp altından hoşlanırlarsa da, o altın darphanede rüsvay olur.
  • مفلسان هم خوش شوند از زر قلب ** لیک آن رسوا شود در دار ضرب‌‌
  • Dikkat et; altın suyu ile boyaman seni yoldan alıkoymasın! Dikkat et; bâtıl hayal seni kuyuya düşürmesin!
  • تا زر اندودیت از ره نفگند ** تا خیال کژ ترا چه نفگند
  • Kelile’den bu hikâyeyi oku ve o kıssadan hisse almaya bak!
  • از کلیله باز جو آن قصه را ** و اندر آن قصه طلب کن حصه را
  • Av hayvanlarının aslana, tevekkül edip çalışmayı terk etmesini söylemeleri
  • بیان توکل و ترک جهد گفتن نخجیران به شیر
  • Güzel bir derede av hayvanları, aslan korkusundan ıstırap içindeydiler. 900
  • طایفه‌‌ی نخجیر در وادی خوش ** بودشان از شیر دایم کش مکش‌‌