- Susuz kimseye seraptan zevk gelir, fakat ona erişince kaçar ve yine su arar.
- تشنه را گر ذوق آید از سراب ** چون رسد در وی گریزد جوید آب
- Müflisler kalp altından hoşlanırlarsa da, o altın darphanede rüsvay olur.
- مفلسان هم خوش شوند از زر قلب ** لیک آن رسوا شود در دار ضرب
- Dikkat et; altın suyu ile boyaman seni yoldan alıkoymasın! Dikkat et; bâtıl hayal seni kuyuya düşürmesin!
- تا زر اندودیت از ره نفگند ** تا خیال کژ ترا چه نفگند
- Kelile’den bu hikâyeyi oku ve o kıssadan hisse almaya bak!
- از کلیله باز جو آن قصه را ** و اندر آن قصه طلب کن حصه را
- Av hayvanlarının aslana, tevekkül edip çalışmayı terk etmesini söylemeleri
- بیان توکل و ترک جهد گفتن نخجیران به شیر
- Güzel bir derede av hayvanları, aslan korkusundan ıstırap içindeydiler. 900
- طایفهی نخجیر در وادی خوش ** بودشان از شیر دایم کش مکش
- Çünkü aslan, daima pusudan çıkıp birisini kapmaktaydı. O otlak bu yüzden hepsine fena geliyordu.
- بس که آن شیر از کمین درمیربود ** آن چرا بر جمله ناخوش گشته بود
- Hileye başvurdular; aslanın huzuruna geldiler. “Biz sana gündelikle yiyecek verip doyuralım,
- حیله کردند آمدند ایشان بشیر ** کز وظیفه ما ترا داریم سیر
- Bundan sonra hiçbir av peşine düşme ki bu otlak, bize zehrolmasın” dediler.
- بعد از این اندر پی صیدی میا ** تا نگردد تلخ بر ما این گیا
- Aslanın av hayvanlarına cevap verip çalışmanın faydasını söylemesi
- جواب گفتن شیر نخجیران را و فایدهی جهد گفتن
- Aslan dedi ki: “Hileye uğramasam, vefa görecek olsam dediğiniz doğru. Ben şundan, bundan çok hileler görmüşümdür.
- گفت آری گر وفا بینم نه مکر ** مکرها بس دیدهام از زید و بکر
- İnsanların yaptıkları işlerden, ettikleri hilelerden helâk olmuşum; o yılanlar, o akrepler tarafından çık ısırılmışım. 905
- من هلاک فعل و مکر مردمم ** من گزیدهی زخم مار و کژدمم