- Çalışma da haktır, deva da haktır, dert de hak. Münkir kimse çalışmayı inkârda ısrar eder durur.”
- جهد حق است و دوا حق است و درد ** منکر اندر نفی جهدش جهد کرد
- Çalışmanın tevekküle tercihi
- مقرر شدن ترجیح جهد بر توکل
- Aslan bu yolda birçok deliller getirdi. O Cebrîler, aslanın cevabına kandılar.
- زین نمط بسیار برهان گفت شیر ** کز جواب آن جبریان گشتند سیر
- Tilki, geyik, tavşan ve çakal cebre inanışı ve dedikoduyu bıraktılar.
- روبه و آهو و خرگوش و شغال ** جبر را بگذاشتند و قیل و قال
- Bu bîatte ziyana düşmemek için kükremiş aslanla ahitlerde bulundular:
- عهدها کردند با شیر ژیان ** کاندر این بیعت نیفتد در زیان
- Zahmetsizce her günün kısmeti gelecek, aslanın başka bir teşebbüse ihtiyacı kalmayacaktı. 995
- قسم هر روزش بیاید بیجگر ** حاجتش نبود تقاضای دگر
- Kur’a kime isabet ederse günü gününe aslanın yanına sırtlan gibi o koşar, teslim olurdu.
- قرعه بر هر که فتادی روز روز ** سوی آن شیر او دویدی همچو یوز
- Bu kadeh dönerek tavşana gelince; tavşan haykırdı: “Niceye dek bu zulüm?”
- چون به خرگوش آمد این ساغر به دور ** بانگ زد خرگوش کاخر چند جور
- Aslana gitmekte geciktiğinden av hayvanlarının tavşana itiraz etmeleri
- انکار کردن نخجیران بر خرگوش در تاخیر رفتن بر شیر
- Hayvanlar dediler ki: “Bunca zamanlardır biz ahdimize vefa ederek can feda ettik.
- قوم گفتندش که چندین گاه ما ** جان فدا کردیم در عهد و وفا
- Ey inatçı, bizim kötü bir adla anılmamıza sebep olma, aslan da incinmesin. Yürü, yürü; çabuk, çabuk!”
- تو مجو بد نامی ما ای عنود ** تا نرنجد شیر رو رو زود زود
- Tavşanın av hayvanlarına cevabı
- جواب گفتن خرگوش نخجیران را
- Tavşan, “Dostlar, bana mühlet verin de hilemle siz de belâdan kurtulun. 1000
- گفت ای یاران مرا مهلت دهید ** تا به مکرم از بلا بیرون جهید