- Köle dedi ki: “ Padişahım, o dinsizin hakkımda söylediklerini bir parçacık anlat!”
- گفت رمزی ز آن بگو ای پادشاه ** کز برای من بگفت آن دین تباه
- Padişah “ Önce ikiyüzlülüğünü anlattı. Ona göre sen görünüşte bir deva, fakat hakikatte bir dertmişsin” dedi. 1010
- گفت اول وصف دو روییت کرد ** کاشکارا تو دوایی خفیه درد
- Köle, dostunun kötülüğünü bu suretle padişahtan duyunca derhal, kızgınlık denizi köpürdü.
- خبث یارش را چو از شه گوش کرد ** در زمان دریای خشمش جوش کرد
- Ağzı köpüklendi, yüzü kızardı, onun aleyhinde bulunma dalgasına düştü, bu dalgalar, hadden aştı.
- کف بر آورد آن غلام و سرخ گشت ** تا که موج هجو او از حد گذشت
- Dedi ki : “ O evvelce benimle dosttu. Kıtlıkta kalmış köpek gibi hayli pislik yemişti.”
- کاو ز اول دم که با من یار بود ** همچو سگ در قحط بس گه خوار بود
- Çan gibi durmadan onun aleyhinde bulunmaya başlayınca padişah, elini ağzına götürüp “ Kâfi” dedi.
- چون دمادم کرد هجوش چون جرس ** دست بر لب زد شهنشاهش که بس
- “Bu sınamayla onu da anladım, seni de. Senin canın kokmuş, onun ağzı. 1015
- گفت دانستم ترا از وی بدان ** از تو جان گنده ست و از یارت دهان
- Ey kokuşuk canlı, uzak otur. O âmir olsun, sen onun memuru ol!”
- پس نشین ای گنده جان از دور تو ** تا امیر او باشد و مأمور تو
- Ulular bunun için “ Dünyada insanın rahatı, dilini korumasındadır” dediler.
- در حدیث آمد که تسبیح از ریا ** همچو سبزهی گولخن دان ای کیا
- “Riya ile tespih, külhanda biten yeşilliğe benzer” mealinde bir hadis vardır, bunu böyle bil ey ulu kişi!
- پس بدان که صورت خوب و نکو ** با خصال بد نیرزد یک تسو