English    Türkçe    فارسی   

2
102-111

  • Vehmin; kendine gel, o senin hayalindir. Kendini hayalinden ayırt et dedi.
  • Suretim gözünden seslendi: Birlikte ben senim, sen de bensin.
  • Hayal bu zevali olmayan aydın gözdeki hakikatlerden nasıl yol bulur da girer?
  • Suretini, benden başkasının gözlerinden görürsen onu hayal bil, onu reddet! 105
  • Çünkü benden başkası, gözüne yokluk sürmesi çekmekte hakikatte yok olan şeylerle gözünü sürmelemekte… Şarabı, Şeytanının tasvirinden tatmaktadır.
  • Onun gözü hayal ve yokluk evidir. Hulâsa o, yokları var görür.
  • Benim gözüme ululuk sahibi Allah’ın sürmesiyle sürmelenmiştir. Varlık evidir, hayal evi değil.
  • Gözünde bir tek kıl olsa hayalinde gevher, yeşim taşı gibi görünür.
  • Hayalinden tamamıyla geçersen o vakit yeşim taşını, gevherden ayırt edebilirsin. 110
  • Ey gevher tanıyan kişi, bir hikâye dinle de meydanda ve apaçık olan şeyi kıyastan fark et.
  • Allah razı olsun, Ömer zamanında birisinin, hayalini hilâl sanması.