- Evlerin, köşklerin, şehirlerin, dağların, sahraların, nehirlerin hep onda meydana geldiğini, 1035
- خانهها و قصرها و شهرها ** کوهها و دشتها و نهرها
- Denizdeki balığın denizin vücuduyla yaşadığı gibi yerin de, denizin de, güneşin de, göğün de fikirle diri bulunduğunu mademki görmektesin.
- هم زمین و بحر و هم مهر و فلک ** زنده از وی همچو کز دریا سمک
- Neden kör gibisin, neden ahmaklık ediyorsun, neden sence ten Süleyman gibi oluyor da fikir karınca gibi?
- پس چرا از ابلهی پیش تو کور ** تن سلیمان است و اندیشه چو مور
- Gözüne dağ, büyük görünüyor da fikri fare gibi küçük, dağı kurt gibi büyük sanıyorsun.
- مینماید پیش چشمت که بزرگ ** هست اندیشه چو موش و کوه گرگ
- Âlem, gözünde pek korkunç, pek büyük görünmekte… Buluttan, gökten, gök gürlemesinden ürküp korkuyor, tir, tir titriyorsun.
- عالم اندر چشم تو هول و عظیم ** ز ابر و رعد و چرخ داری لرز و بیم
- Hâlbuki ey eşekten aşağı kişi, fikir âleminden emin ve gafilsin, bir taş gibi o, cihandan haberin yok! 1040
- وز جهان فکرتی ای کم ز خر ** ایمن و غافل چو سنگ بیخبر
- Çünkü suretten ibaretsin, akıldan nasibin yok. İnsan huylu değilsin, bir eşek sıpasısın!
- ز انکه نقشی وز خرد بیبهرهای ** آدمی خو نیستی خر کرهای
- Bilgisizlikten gölgeyi adam görüyorsun da insan o yüzden sence bir oyuncaktan ibaret, değersiz bir şey.
- سایه را تو شخص میبینی ز جهل ** شخص از آن شد نزد تو بازی و سهل
- O fikir, o hayal örtüsüz bir surette kol kanat açıncaya kadar dur.
- باش تا روزی که آن فکر و خیال ** بر گشاید بیحجابی پر و بال
- O zaman dağları yumuşak pamuk gibi görürsün, bir de bakarsın ki bu soğuk, sıcak yeryüzü yok oluvermiş!
- کوهها بینی شده چون پشم نرم ** نیست گشته این زمین سرد و گرم