English    Türkçe    فارسی   

2
1108-1117

  • Onun doğduğu yer, zerrelerine nispetle doğu yeridir. Hâlbuki zatı ne doğar, ne dolunur!
  • Onun arta kalan zerreleri olan bizler de iki cihanda gölgesiz bir güneşiz.
  • Ne şaşılacak şey! Böyle olduğu halde yine Şems’in etrafında dönüp dolaşmaktayım. Buna sebep de yine Şems’in ışığı, aydınlığı! 1110
  • Şems, hem sebepleri, vesileleri meydana getirmede, hem de sebepler, vesileler ona erişememekte!
  • Yüz binlerce defa ümidimi kestim. Kimden mi? Şems’ten. Buna inanır mısınız?
  • Ben güneşten ümidimi keseyim, balık suya sabretsin! Bu sözüme inanma sakın!
  • Ümitsizliğe düşersem ümitsizliğimde güneşin işidir, onun tecellisidir ey Hasan!
  • Sanat, nasıl olur da sanatkârdan ayrılır? Hiç var olan, varlıktan başka bir yerde otlar mı? 1115
  • Bütün varlıklar bu bahçede yayılır. İster Burak olsun, ister Arap atları, ister eşek!
  • Fakat bu hareketlerin bu denizden olduğunu görmeyen, her an yeni bir mihraba yüz çevirir.