English    Türkçe    فارسی   

2
1256-1265

  • Senin duygun, fikrin hep ateşten. Şeyhin duygusu ve fikri ise o güzel nur.
  • Onun nur suyu ateşe damladı mı ateşten cız, cız sesi çıkmaya başlar.
  • O cızladıkça sen ona “ Öl, bit” de ki, bu nefis cehennemin sönsün.
  • Sönsün ki senin gül bahçeni yakmasın; senin adalet ve ihsanını söndürmesin.
  • O söndükten sonra ne dikersen biter… Lâleler, ak güller, marsamalar çıkar. 1260
  • Yine doğru yoldan alabildiğine gidiyoruz. Hocam, dön geri, yolumuz nerede?
  • Şunu anlatıyorduk: Hasetçi adam, senin eşeğin topal, konak yeri de adamakıllı uzak.
  • Yıl geçti, ekin vakti değil. Yüz karalığından, kötü işten başka da mahsul yok.
  • Ten ağacına kurt düştü. Onu söküp ateşe atmak lâzım.
  • Yolcu, kendine gel, kendine… Vakit geçti, ömür güneşi kuyuya doğruldu. 1265