- Ölmüş eşek cana eş olunca dirilir, canın ta kendisi olur.
- نان مرده چون حریف جان شود ** زنده گردد نان و عین آن شود
- Kara odun ateşe eş olur, karalığa gider, baştanbaşa nur kesilir.
- هیزم تیره حریف نار شد ** تیرگی رفت و همه انوار شد
- Ölmüş eşek tuzluya düşünce eşekliği, murdarlığı bir tarafta kalır.
- در نمکلان چون خر مرده فتاد ** آن خری و مردگی یک سو نهاد
- Allah gününün rengi Allah boyasıdır. Onda her şey bir renge boyanır. 1345
- صبغة الله هست خم رنگ هو ** پیسها یک رنگ گردد اندر او
- Birisi küpe düşse de sen, ona kalk desen neşesinden “ Beni kınama. Küp benim” der.
- چون در آن خم افتد و گوییش قم ** از طرب گوید منم خم لا تلم
- O “ Ben küpüm” demek “ Ben, Hakkım” demektir. Demir demirdir ama ateş rengine girmiş, o renge boyanmıştır.
- آن منم خم خود انا الحق گفتن است ** رنگ آتش دارد الا آهن است
- Demirin rengi, ateşin renginde mahvolmuştur. Sükût eder gibi görünmekle beraber ateş olduğundan da dem vurmaktadır.
- رنگ آهن محو رنگ آتش است ** ز آتشی میلافد و خامشوش است
- Madendeki altın gibi kızarınca sözü; ağızsız, dudaksız “ Ben ateşim” sözüdür.
- چون به سرخی گشت همچون زر کان ** پس انا النار است لافش بیزبان
- Ateşin rengiyle, ateşin tabiatıyla ululanmıştır da der ki: “ Ben ateşim, ben ateş! 1350
- شد ز رنگ و طبع آتش محتشم ** گوید او من آتشم من آتشم
- Sen şüpheye düşsen de ben ateşim, istersen bir tecrübe et, elini sür.
- آتشم من گر ترا شک است و ظن ** آزمون کن دست را بر من بزن