- Ateş nedir, demir nedir? Dudağını yum. Bu benzetişte bulunanla alay etme. 1355
- آتش چه آهن چه لب ببند ** ریش تشبیه مشبه را مخند
- Ayağını denize pek basma, denizden çok bahsetme… Dudağını ısırarak susup kıyısında dur!
- پای در دریا منه کم گوی از آن ** بر لب دریا خمش کن لب گزان
- Benim gibi yüzlercesi bile denize tahammül edemezler. Fakat yine de denizde boğulmaktan korkmuyor, ona dalmadan duramıyorum.
- گر چه صد چون من ندارد تاب بحر ** لیک مینشکیبم از غرقاب بحر
- Canım da denize feda olsun, aklım da. Canın da kan diyetini bu deniz vermekte, aklın da.
- جان و عقل من فدای بحر باد ** خونبهای عقل و جان این بحر داد
- Ayağım oldukça denizde yürürüm, ayağım kalmazsa yine su kuşları gibi denize dalarım.
- تا که پایم میرود رانم در او ** چون نماند پا چو بطانم در او
- Huzur da bulunan bîedep kişi huzurda bulunmayan kişiden daha hoştur. Halka da eğridir ama nihayet kapıda değil mi? 1360
- بیادب حاضر ز غایب خوشتر است ** حلقه گر چه کژ بود نه بر در است
- Ey teni bulaşmış, pisleşmiş kişi, havuz kenarında dön dolaş. İnsan, havuzun dışındayken nasıl temizlenir?
- ای تن آلوده به گرد حوض گرد ** پاک کی گردد برون حوض مرد
- Havuzdan uzak düşen kişi nasıl temiz olur? O adam bâtın temizliğinden bile uzak düşmüştür.
- پاک کاو از حوض مهجور اوفتاد ** او ز پاکی خویش هم دور اوفتاد
- Bu havuzun temizliğinin haddi yoktur. Cisimlerin temizliği ise pek az bir miktarda olabilir.
- پاکی این حوض بیپایان بود ** پاکی اجسام کم میزان بود
- Çünkü gönül havuzdur ama gizli. Bu havuzun, denize gizli bir yolu var.
- ز انکه دل حوض است لیکن در کمین ** سوی دریا راه پنهان دارد این