English    Türkçe    فارسی   

2
1376-1385

  • Benim canım ocaktır, ateşten hoşlanır, ocağa ateş yurdu olmak yeter.
  • جان من کوره ست با آتش خوش است ** کوره را این بس که خانه‏ی آتش است‏
  • Bana ocak gibi aşka yanmak düştü. Bundan kör olansa zaten ocak değildir.
  • همچو کوره عشق را سوزیدنی است ** هر که او زین کور باشد کوره نیست‏
  • Azıksızlık azığı sana azık olursa baki olan canı buldun, ölümden kurtuldun demektir.
  • برگ بی‏برگی ترا چون برگ شد ** جان باقی یافتی و مرگ شد
  • Gamdan neşe artmaya başladı mı can bahçen güllerle, süsenlerle dolar.
  • چون ترا غم شادی افزودن گرفت ** روضه‏ی جانت گل و سوسن گرفت‏
  • Başkasının korktuğu şeyler, sana emniyet verir. Su kuşu, denizden kuvvet bulur, ev kuşuysa perişan olur. 1380
  • آن چه خوف دیگران آن امن تست ** بط قوی از بحر و مرغ خانه سست‏
  • Ey tabip, ben; yine divane oldum. Sevgili, ben yine kara sevdalara uğradım.
  • باز دیوانه شدم من ای طبیب ** باز سودایی شدم من ای حبیب‏
  • Zincirinin halkalarından her halkanın başka, başka fenleri var. Her halka, başka bir delilik vermede.
  • حلقه‏های سلسله‏ی تو ذو فنون ** هر یکی حلقه دهد دیگر جنون‏
  • Her halkanın eseri, başka, başka fenler. Onun için her an başka deliliklerim var.
  • داد هر حلقه فنونی دیگر است ** پس مرا هر دم جنونی دیگر است‏
  • Darbı meseldir, delilikler; fen, fen, çeşit çeşittir. Hele böyle ulu bir beyin zincirine bağlanmış kişide olursa!
  • پس فنون باشد جنون این شد مثل ** خاصه در زنجیر این میر اجل‏
  • Bağımı, öyle bir divanelik kopardı ki bütün divaneler bana nasihat verirler! 1385
  • آن چنان دیوانگی بگسست بند ** که همه دیوانگان پندم دهند
  • Zünnun’un hatırını sormak üzere dostlarının tımarhaneye gelmeleri
  • آمدن دوستان به بیمارستان جهت پرسش ذو النون مصری