English    Türkçe    فارسی   

2
1384-1393

  • Darbı meseldir, delilikler; fen, fen, çeşit çeşittir. Hele böyle ulu bir beyin zincirine bağlanmış kişide olursa!
  • Bağımı, öyle bir divanelik kopardı ki bütün divaneler bana nasihat verirler! 1385
  • Zünnun’un hatırını sormak üzere dostlarının tımarhaneye gelmeleri
  • Bu çeşit delilik, Zünnun’u, Mısri’nin de başına geldi. Onda yeni, yeni coşkunluklar, cezbeler meydana gelmekteydi.
  • Coşkunluğu âdeta göğün üstüne erişecek bir dereceyi buluyor, ciğerler acısı bir hale geliyordu.
  • Kendine gel ey çorak toprak, kendi coşkunluğunu bu işe sahip olan temiz kişilerin coşkunluğu ile bir tutma!
  • Halk onun deliliğine tahammül edemez bir hale geldi. Ateşi, âdeta halkın sakalını tutuşturmaktaydı.
  • Avamın sakalına ateş düşünce onu körlüklerinden, inatlarından tutup bağladılar. 1390
  • Halk, bu yolda umumiyetle dara düşse de yine yuları geri çekmeye imkân yoktur.
  • Bu padişahların hepsi, halktan can korkusuna düştüler. Çünkü bu güruh kördür, padişahların da nişanı yok!
  • Hüküm külhaniler eline geçince nihayet Zünnun zindana düştü.