English    Türkçe    فارسی   

2
1436-1445

  • Maden de der ki: “Yiğit, beni bağla. Öküz kuyruğundan yapılma kamçı ile başıma, sırtıma vur. Fakat deşeleme!
  • که ببندیدم قوی و ز ساز گاو ** بر سر و پشتم بزن وین را مکاو
  • Kamçı yarasından hayat bulayım. Musa’nın öküzü yüzünden dirilen maktul gibi dirileyim.
  • تا ز زخم لخت یابم من حیات ** چون قتیل از گاو موسی ای ثقات‏
  • Öküz kuyruğundan yapılma kamçının açtığı yaradan iyileşeyim, Musa’nın mucizesiyle dirilen o öldürülmüş adam gibi canlanayım.
  • تا ز زخم لخت گاوی خوش شوم ** همچو کشته‏ی گاو موسی گش شوم‏
  • O öldürülmüş adam öküz kuyruğu kamçısının açtığı yaradan dirildi. Bakır gibi kimya yüzünden altın oldu.
  • زنده شد کشته ز زخم دم گاو ** همچو مس از کیمیا شد زر ساو
  • Sıçrayıp kalktı, sırları söyledi, kanını dökenleri gösterdi. 1440
  • کشته بر جست و بگفت اسرار را ** وا نمود آن زمره‏ی خون‏خوار را
  • Beni bunlar öldürdü, bu fitnenin tohumunu bunlar ekti diye açıkça söz söyledi.
  • گفت روشن کاین جماعت کشته‏اند ** کاین زمان در خصمی‏ام آشفته‏اند
  • Bu ağır beden de öldürüldü mü sırları bilen ruh varlığı dirilir.
  • چون که کشته گردد این جسم گران ** زنده گردد هستی اسرار دان‏
  • O adamın canı cenneti de görür, cehennemi de. Bütün sırları da tanır, bilir.
  • جان او بیند بهشت و نار را ** باز داند جمله‏ی اسرار را
  • Kanlı şeytanları, hile ve hud’a tuzağını ve şeytanlıkları gösterir.
  • وا نماید خونیان دیو را ** وا نماید دام خدعه و ریو را
  • Kuyruğunun açacağı yara yüzünden can kurtulsun diye öküz kesmek, yol şartlarındandır. 1445
  • گاو کشتن هست از شرط طریق ** تا شود از زخم دمش جان مفیق‏