English    Türkçe    فارسی   

2
1455-1464

  • Zünnun, sövüp saymaya başladı, delicesine saçma sapan sözler söyledi. 1455
  • Sıçrayıp onlara taş topaç yağdırmaya, sopa sallayıp fırlatmaya koyuldu. Hepsi yaralanıp ezilmek korkusundan kaçtılar.
  • Zünnun, kahkahayla gülüp başını salladı. Dedi ki: “ Şu dostların heva ve hevesine bak.
  • Dostlara bak! Hani dost olanların nişanesi? Dostlara zahmet can gibi sevimlidir.
  • Dosta, dostun zahmeti ağır gelir mi? Zahmet içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer.
  • Dostluk nişanesi belâdan, afetlerden, mihnetlerden hoşlanmak değil midir? 1460
  • Dost altın gibidir. Belâ da ateşe benzer. Halis altın, ateş içinde saf bir hale gelir”
  • Efendisinin Lokman’ı sınaması
  • Tertemiz bir kul olan Lokman, gece gündüz kullukta çevik ve gayretli değil miydi?
  • Efendisi, onu ileri tutar, oğullarından üstün görürdü.
  • Çünkü lokman, filvaki kuloğluydu ama efendiydi, heva ve hevesten hürdü.