- Efendisi, onu ileri tutar, oğullarından üstün görürdü.
- خواجهاش میداشتی در کار پیش ** بهترش دیدی ز فرزندان خویش
- Çünkü lokman, filvaki kuloğluydu ama efendiydi, heva ve hevesten hürdü.
- ز انکه لقمان گر چه بنده زاد بود ** خواجه بود و از هوا آزاد بود
- Bir padişah, konuşma esnasında bir şeyhe dedi ki: “ Benden bir şey dile” 1465
- گفت شاهی شیخ را اندر سخن ** چیزی از بخشش ز من درخواست کن
- Şeyh “ Padişahım, bana böyle söylemekten utanmıyor musun? Hele biraz daha yüksel!
- گفت ای شه شرم ناید مر ترا ** که چنین گویی مرا زین برتر آ
- Benim iki kulum var. Onlar hor hakir kişilerdir ama ikisi de sana hükmederler, ikisi de emrederler” dedi.
- من دو بنده دارم و ایشان حقیر ** و آن دو بر تو حاکمانند و امیر
- Padişah “Bu söz hatalı bir söz. O iki kul kimler ?” deyince, şeyh “ Birisi kızmak, öbürü şehvet” dedi.
- گفت شه آن دو چهاند این زلت است ** گفت آن یک خشم و دیگر شهوت است
- Padişahlıktan feragat edeni padişah bil. Onun nuru ayla güneş olmaksızın da parlar durur.
- شاه آن دان کاو ز شاهی فارغ است ** بیمه و خورشید نورش بازغ است
- Mahzene sahip olan, zatı mahzen olmuş kişidir. Varlığa, mağlûp olan, varlığa düşman olan kişidir. 1470
- مخزن آن دارد که مخزن ذات اوست ** هستی او دارد که با هستی عدوست
- Lokman’ın efendisi, görünüşte onun efendisiydi ama hakikatte Lokman’ın kuluydu.
- خواجهی لقمان به ظاهر خواجهوش ** در حقیقت بنده، لقمان خواجهاش
- Bu ters dünyada benzerler pek çoktur. Onların nazarında bir gevher, çöp parçasından da bayağıdır.
- در جهان باژگونه زین بسی است ** در نظرشان گوهری کم از خسی است