English    Türkçe    فارسی   

2
1476-1485

  • Taklitten, kapıp kaçmadan arınmış nur gerek ki, onu, sözünü dinlemeden, işini görmeden tanısın.
  • Bu nura sahip olan, akıl yoluyla onun kalbine girer, nakdini görür, nakil ve rivayete bağlanmaz.
  • Gaybı adamakıllı bilen Allah’ın has kulları can âleminde kalp casuslarıdır.
  • Hayal gibi gönle girerler. Gizli şey ve hal, onların önünde apaçıktır.
  • Serçenin vücudunda ne kuvvet, ne kudret vardır ki sırrı, doğanın aklından gizli kalsın? 1480
  • Allah sırlarına vakıf olan kişinin önünde mahlûkatın sırrı nedir ki?
  • Göklere çıkan adama yeryüzünde yürümek güç gelir mi?
  • Be zalim, Davut’un elinde demir mum haline gelir, erirdi, artık onun avucunda mum ne oluyor?
  • Lokman, kul şeklinde bir efendiydi. Kulluğu, yalnız zahiri bir görünüşten ibaretti.
  • Meselâ, efendi tanımadık bir yere giderse kuluna elbisesini giydirir. 1485