English    Türkçe    فارسی   

2
1493-1502

  • Hâlbuki bu heva ve heves kulları, onların aksine kendilerini akıl ve can efendisi gösterirler.
  • Efendi kulluk edebilir. Fakat kuldan kulluktan başka bir şey zuhur edemez ki.
  • Şunu bil ki o âlemden bu âleme böyle tersine akseden nice şeyler vardır. 1495
  • Lokman’ın efendisi bu gizli hali biliyordu, ondan bir nişane görmüştü.
  • Sırrı bildiği için o yol gösterici, iş başarmak için eşeğini güzelce sürmekteydi.
  • Lokman’ı daha önceden azat ederdi ama hoşnutluğunu diliyordu.
  • Çünkü Lokman’ın muradı buydu. O aslan, o yiğit, istiyordu ki kimse sırrına ermesin.
  • Sırrını kötülerden gizlemen, şaşılacak bir şey değil; şaşılacak şey kendinden de saklaman, kendinden de gizlemendir. 1500
  • Fakat sen, işini gözünden bile gizle de işine kötü göz değmesin.
  • Kendini ücret tuzağına teslim et de sonra kendinden, kendiliğin olmaksızın bir şey çal.