- Âlimin azığı ve sermayesi, kalemden meydana gelen eserlerdir. Sofinin azığı ve sermayesi nedir? Ayak izleri! 160
- زاد دانشمند آثار قلم ** زاد صوفی چیست آثار قدم
- Sofi; av peşine düşen, ceylanın ayak izlerini görüp onları izleyen avcıya benzer.
- همچو صیادی سوی اشکار شد ** گام آهو دید بر آثار شد
- Bir müddet ceylanın ayak izleri işe yarar. Ondan sonra ise esasen ahudaki misk kokusu, yolu gösterir.
- چند گاهش گام آهو در خور است ** بعد از آن خود ناف آهو رهبر است
- Bu izlere, bu izlemeye şükreder de yol alırsa nihayet o adım atma o yol alma yüzünden muradına ulaşır.
- چون که شکر گام کرد و ره برید ** لاجرم ز آن گام در کامی رسید
- Misk kokusunu duyup bir konak yol almak, iz izleyerek yüz konaklık yol almadan, yüz konaklık yolu dönüp dolaşmadan daha iyidir.
- رفتن یک منزلی بر بوی ناف ** بهتر از صد منزل گام و طواف
- Ay ışıkların doğusu olan gönül yok mu? O gönül, ariflere “kapıları açılmıştır” sırrıdır. 165
- آن دلی کاو مطلع مهتابهاست ** بهر عارف فتحت ابوابهاست
- Sana duvardır ama onlara kapı. Sana taştır ama azizlere inci!
- با تو دیوار است و با ایشان در است ** با تو سنگ و با عزیزان گوهر است
- Senin aynada açıkça gördüğünü pir, hem de daha önce bir kerpiç parçasında görür.
- آن چه تو در آینه بینی عیان ** پیر اندر خشت بیند بیش از آن
- Pir olanlar o kişilerdir ki bu âlem yokken onların canları, kerem denizinde vardı.
- پیر ایشاناند کاین عالم نبود ** جان ایشان بود در دریای جود
- Bu tene düşmeden önce nice ömürler geçirdiler, ekmeden önce meyveler devşirdiler!
- پیش از این تن عمرها بگذاشتند ** پیشتر از کشت بر برداشتند