English    Türkçe    فارسی   

2
1602-1611

  • Bir hüthüt kuşu, Süleyman’dan birkaç satırdan ibaret bir mektup getirdi.
  • Belkıs okudu. Elçinin getirdiği o şümullü nükteleri hor görmedi.
  • Gözü, hüthütü gördü, gönlü onun Anka olduğunu anladı. Duygusu onu bir köpekten ibaret gördü, gönlüyse bir derya.
  • Akıl, bu iki renkli tılsımlar yüzünden Muhammet’le, Ebucehil’lerin savaştığı gibi duygu ile savaşır durur. 1605
  • Kâfirler, Ahmet’i beşer gördüler. Çünkü onun ayı böldüğünü görmemişlerdi.
  • Hisse ait gözüne toprak serp. His gözü, akla da düşmandır, dine de.
  • Allah duygu gözüne kör dedi, putperest dedi, bizim zıddımız dedi.
  • Çünkü o, köpüğü gördü de denizi görmedi. Bu demi gördü de yarını görmedi.
  • Bu günün sahibi de odur, yarının sahibi de. Her ana sahip olan, önünde durup durur da o, hazineden bir pul bile görmez. 1610
  • Bir zere bile o güneşten haber verir ve güneş; o zerreye kul, köle kesilir.