- Sana duvardır ama onlara kapı. Sana taştır ama azizlere inci!
- با تو دیوار است و با ایشان در است ** با تو سنگ و با عزیزان گوهر است
- Senin aynada açıkça gördüğünü pir, hem de daha önce bir kerpiç parçasında görür.
- آن چه تو در آینه بینی عیان ** پیر اندر خشت بیند بیش از آن
- Pir olanlar o kişilerdir ki bu âlem yokken onların canları, kerem denizinde vardı.
- پیر ایشاناند کاین عالم نبود ** جان ایشان بود در دریای جود
- Bu tene düşmeden önce nice ömürler geçirdiler, ekmeden önce meyveler devşirdiler!
- پیش از این تن عمرها بگذاشتند ** پیشتر از کشت بر برداشتند
- Nakıştan, suretten evvel canlandılar, deniz yarılmadan inciler deldiler! 170
- پیشتر از نقش جان پذرفتهاند ** پیشتر از بحر درها سفتهاند
- Allah, âlemi ve Âdemi yaratma hususunda meleklerle müşavere ederken onların canları, boğazlarına kadar kudret denizine dalmış bulunuyordu.
- مشورت میرفت در ایجاد خلق ** جانشان در بحر قدرت تا به حلق
- Melekler, buna mani olmak istedikleri zaman, gizlice meleklere ıslık çalıyorlar, onlarla alay ediyorlardı.
- چون ملایک مانع آن میشدند ** بر ملایک خفیه خنبک میزدند
- Bu nefsi Küll’ün ayağı bağlanmadan onlar her yaratılacak şeyin suretini biliyorlardı.
- مطلع بر نقش هر که هست شد ** پیش از آن کاین نفس کل پا بست شد
- Feleklerden önce Zuhal yıldızını, tanelerden önce Ekmeği görmüşler;
- پیشتر ز افلاک کیوان دیدهاند ** پیشتر از دانهها نان دیدهاند
- Akılsız, gönülsüz fikirlerle dolmuşlar; askersiz, savaşsız galip gelmişlerdi. 175
- بیدماغ و دل پر از فکرت بدند ** بیسپاه و جنگ بر نصرت زدند