- Bunlar gibi, yüz binlerce biçarelikler, âşıkların huyudur. Bunlar, sayıya gelmez ki!
- زین چنین بیچارگیها صد هزار ** خوی عشاق است و ناید در شمار
- Geceleyin bu rüyayı görünce gündüz oldu mu o ümitle günün aydınlanır.
- چون که شب این خواب دیدی روز شد ** از امیدش روز تو پیروز شد
- O alâmetler nerede acaba diye gözünü sağa, sola çevirir durursun.
- چشم گردان کردهای بر چپ و راست ** کان نشان و آن علامتها کجاست
- Eyvah, gün geçer de o alâmetler zuhur etmezse diye yaprak gibi titrersin.
- بر مثال برگ میلرزی که وای ** گر رود روز و نشان ناید به جای
- Mahallelerde, pazarlarda buzağısını kaybetmiş adam gibi koşarsın. 1690
- میدوی در کوی و بازار و سرا ** چون کسی کاو گم کند گوساله را
- Birisi “ Baba, hayrola, ne koşup duruyorsun? Burada bir şey mi kaybettin, kaybettiğin ne? ” dese,
- خواجه خیر است این دوادو چیستت ** گم شده اینجا که داری کیستت
- “Hayırdır ama bana. Benden başka kimsenin bilmesi caiz değil.
- گوییاش خیر است لیکن خیر من ** کس نشاید که بداند غیر من
- Söylersem bana gösterilen nişaneler kaybolur. Onlar kayboldu mu ben, öldüm gitti” dersin.
- گر بگویم نک نشانم فوت شد ** چون نشان شد فوت وقت موت شد
- Her atlının yüzüne dikkatle bakarsın. Baktığın adam, sana “ Bana deli gibi bakma be” der.
- بنگری در روی هر مرد سوار ** گویدت منگر مرا دیوانهوار
- Ben, bir sahip kaybettim. Onu aramaya yüz tuttum. 1695
- گوییاش من صاحبی گم کردهام ** رو به جستجوی او آوردهام