- Keşke secdende kıbleden yüzünü çevirmiş olaydın da tek “ Sübhane rabbiyel A’lâ”nın manasına ereydin!
- در سجودت کاش رو گردانیای ** معنی سبحان ربی دانیای
- “Allah’ım secdem de varlığın gibi sana lâyık değil. Sen, kötülüğe iyilikle mukabele et” diyeydin.
- کای سجودم چون وجودم ناسزا ** مر بدی را تو نکویی ده جزا
- Bu yeryüzünde Hakk’ın hikmetinden eser vardır. Ondan dolayı pislikleri giderir, çiçekleri bitirir.
- این زمین از حلم حق دارد اثر ** تا نجاست برد و گلها داد بر
- Bizim pisliklerimizi örter, karşılığın da ondan koncalar biter.
- تا بپوشد او پلیدیهای ما ** در عوض بر روید از وی غنچهها
- Kâfir vergide, cömertlikte topraktan daha aşağı, daha verimsiz olduğunu görüp, 1805
- پس چو کافر دید کاو در داد و جود ** کمتر و بیمایه تر از خاک بود
- Varlığından çiçek ve meyve bitmediğini, hatta bütün temizlikleri bozup pislemekten başka bir şey yapmadığını anlar da
- از وجود او گل و میوه نرست ** جز فساد جمله پاکیها نجست
- “ Ben aykırı anlamış, yanılmışım, yazık, keşke toprak olsaydım;
- گفت واپس رفتهام من در ذهاب ** حسرتا یا لیتنی کنت تراب
- Keşke topraktan sefer etmeseydim, keşke bir avuç toprak gibi ben de bir tane düşürüp yetiştirseydim..
- کاش از خاکی سفر نگزیدمی ** همچو خاکی دانهای میچیدمی
- Topraktan sefere düştüm ama beni yol imtihan etti, bu yolculuktan ne armağan getirdim ki?” der.
- چون سفر کردم مرا راه آزمود ** زین سفر کردن ره آوردم چه بود
- Kâfir yolculuğundan bir fayda görmez, ondan dolayı da bütün meyli toprağadır. 1810
- ز آن همه میلش سوی خاک است کاو ** در سفر سودی نبیند پیش رو