- Sen, Meleklere sırrını gösterdin. Böyle bir lezzet, kahır ve minhete değer!
- مر ملایک را نمودی سر خویش ** کاین چنین نوشی همیارزد به نیش
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Âdemin nurunu Meleklere açıkça arz ettin, müşküllerini halleyledin.
- عرضه کردی نور آدم را عیان ** بر ملایک گشت مشکلها بیان
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Ölümün sırrını hasredilmen söyler, yaprağın hikmetini meyveler anlatır!   1825
- حشر تو گوید که سر مرگ چیست ** میوهها گویند سر برگ چیست
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Kanın, meninin sırrı da insanın duygusudur; her artmanın sonu da nihayet eksilme!
- سر خون و نطفه حسن آدمی است ** سابق هر بیشیی آخر کمی است
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Yazan kişi önce yazı yazacağı tahtayı yıkar, temizler; sonra ona harfleri yazar.
- لوح را اول بشوید بیوقوف ** آن گهی بروی نویسد او حروف
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Allah da önce gönlü kan eder, hor hakir gözyaşıyla yıkar, sonra o gönle sırları kaydeder.
- خون کند دل را و اشک مستهان ** بر نویسد بر وی اسرار آن گهان
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Yıkamakla, o levhi bir defter yapmak istediklerini bilmek, anlamak gerek.
- وقت شستن لوح را باید شناخت ** که مر آن را دفتری خواهند ساخت
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Bir evin temelini atacakları vakit oradaki eski ve evvelki yapıyı yıkarlar.   1830
- چون اساس خانهای میافگنند ** اولین بنیاد را بر میکنند
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Sonunda arı duru su çıkarmak için önce yerden toprak çıkarırlar.
- گل بر آرند اول از قعر زمین ** تا به آخر بر کشی ماء معین
 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Çocuklar, hacamattan ağlarlar. Çünkü işin hikmetini bilmezler ki.
- از حجامت کودکان گریند زار ** که نمیدانند ایشان سر کار