- Bir köşkte devlete erişen de bir savaş, bir mihnet karşılığı olarak o devleti bulmuştur. 1840
- هر که در قصری قرین دولتی است ** آن جزای کارزار و محنتی است
- Kimi altına, gümüşe sahip olmuş, zenginlikte naziri olmayan bir dereceye erişmiş görürsen, bil ki o, kazanma zahmetine sabretmiştir.
- هر که را دیدی به زر و سیم فرد ** دان که اندر کسب کردن صبر کرد
- Gözü açık olan bunları sebepsiz, Allah hikmeti olarak görür. Fakat mademki sen duygu âlemindesin, sebeplere kulak as!
- بیسبب بیند چو دیده شد گذار ** تو که در حسی سبب را گوش دار
- Sebeplere yapışmamak, onları görmemek makamı; ruhu tabayi âleminden kurtulmuş olanındır.
- آن که بیرون از طبایع جان اوست ** منصب خرق سببها آن اوست
- Bu çeşit adam, peygamberlerin mucizeleri çeşmesini sebepsiz görür. Onları, sudan, ottan meydana geliyor bilmez.
- بیسبب بیند نه از آب و گیا ** چشم چشمهی معجزات انبیا
- Bu sebep, doktorla hasta, kandille fitil gibidir. 1845
- این سبب همچون طبیب است و علیل ** این سبب همچون چراغ است و فتیل
- Gece kandiline yeni bir fitil bük, fakat güneş kandilini bunlara muhtaç sanma.
- شب چراغت را فتیل نو بتاب ** پاک دان زینها چراغ آفتاب
- Yürü, aşevinin damı için samanlı balçık hazırla. Fakat bil ki kâinatın damı, buna muhtaç değil.
- رو تو کهگل ساز بهر سقف خان ** سقف گردون را ز کهگل پاک دان
- Ah. Sevgilimiz, gamımızı yakıp mahvedince gece yalnızlığı bile geçti, gündüz oldu.
- اه که چون دل دار ما غم سوز شد ** خلوت شب در گذشت و روز شد
- Ay, ancak geceleyin cilve eder. Gönlün istediği sevgiliyi gönül derdinden başka bir şey de arama.
- جز به شب جلوه نباشد ماه را ** جز به درد دل مجو دل خواه را