English    Türkçe    فارسی   

2
1854-1863

  • Bırak tabiatını, ağlaya dursun. Sen, ondan al, canın borcunu öde!
  • طبع را هل تا بگرید زار زار ** تو از او بستان و وام جان گزار
  • Yeter artık yıllarca eşeğe kul oldun. Çünkü eşeğe kul olan, eşeğin ardından gider. “Onları artta bırakın”dan murat nefsindir. 1855
  • سالها خربنده بودی بس بود ** ز انکه خربنده ز خر واپس بود
  • Nefis geride, aklın ilerde gerek.
  • ز اخروهن مرادش نفس تست ** کاو به آخر باید و عقلت نخست‏
  • Ama bu aşağılık akıl da eşekle aynı mizaçta. Çünkü bütün fikri onu nasıl elde ederimden ibaret.
  • هم مزاج خر شده ست این عقل پست ** فکرش این که چون علف آرم بدست‏
  • İsa’nın eşeği gönül mizacına malik olmuş, akıllar makamında yer tutmuştur.
  • آن خر عیسی مزاج دل گرفت ** در مقام عاقلان منزل گرفت‏
  • Çünkü akıl galebe çalmıştı, eşekse zayıftı. Eşek, şişman ve kuvvetli biniciden zayıflar.
  • ز انکه غالب عقل بود و خر ضعیف ** از سوار زفت گردد خر نحیف‏
  • Ey eşek değerli; aklının azlığından bu eşek, ejderhalaştı. 1860
  • و ز ضعیفی عقل تو ای خر بها ** این خر پژمرده گشته ست اژدها
  • Gönlün İsa’dan hastalandıysa yine ondan iyileşir, sıhhat yine ondan gelir, onu bırakma.
  • گر ز عیسی گشته‏ای رنجور دل ** هم از او صحت رسد او را مهل‏
  • Ey nefesi hoş Mesih, cihanda yılansız hazine olmaz, eziyetlerle nasılsın?
  • چونی ای عیسای عیسی دم ز رنج ** که نبود اندر جهان بی‏مار گنج‏
  • İsa, Yahudileri görünce ne hale gelir; Yusuf, hasetçi kardeşler elinde ne olur?
  • چونی ای عیسی ز دیدار جهود ** چونی ای یوسف ز مکار حسود