- Uykudan başkaldırırsan anlarsın. Bu iş böyledir işte. Doğrusunu Allah daha iyi bilir.
- خود بدانی چون بر آری سر ز خواب ** ختم شد و الله أعلم بالصواب
- Eğer sen içinde ki yılanı bilseydin ne elma yemeğe kuvvetin kalırdı, ne yol yürümeye, ne de kusmağa!
- مر ترا نه قوت خوردن بدی ** نه ره و پروای قی کردن بدی
- Sen beni sövüyordun, ben de seslenmiyor, fakat atımı sürüyordum. Gizlice de Yarabbi, sen işimi kolaylaştır demekteydim.
- میشنیدم فحش و خر میراندم ** رب یسر زیر لب میخواندم
- Sebebi söylememe izin yoktu, fakat seni kendi haline bırakmaya da kaadir değilim. 1925
- از سبب گفتن مرا دستور نه ** ترک تو گفتن مرا مقدور نه
- Her an gönlümdeki dert yüzünden, Yarabbi, kavmime yolu sen göster, çünkü onlar bilmiyorlar, demekteydim” dedi.
- هر زمان میگفتم از درد درون ** اهد قومی إنهم لا یعلمون
- Derdinden kurtulan adam, secdeler etmekte “ Ey bana saadet, ikbal ve hazine olan!
- سجدهها میکرد آن رسته ز رنج ** کای سعادت ای مرا اقبال و گنج
- Ey yüce kişi! Allah’tan hayırlar bul! Bu zayıfın sana şükretmeye kudreti yok.
- از خدا یابی جزاها ای شریف ** قوت شکرت ندارد این ضعیف
- Mükâfatını Allah versin. Ağzım, dilim, sana şükretmekte âciz” demekteydi.
- شکر حق گوید ترا ای پیشوا ** آن لب و چانه ندارم و آن نوا
- İşte akıların düşmanlığı bu çeşittir. Onların zehirleri bile cana neşe verir. 1930
- دشمنی عاقلان زینسان بود ** زهر ایشان ابتهاج جان بود
- Ahmağın dostluğu ise eziyettir, sapıklıktır. Misal olarak birde hikâyeyi dinle:
- دوستی ابله بود رنج و ضلال ** این حکایت بشنو از بهر مثال
- Bir adamın, ayının vefakârlığına güvenmesi
- اعتماد کردن بر تملق و وفای خرس