- Tövbe et içtiğini kus. Eğer yara eskidiyse yürü, dağla!
- توبه کن و ز خورده استفراغ کن ** ور جراحت کهنه شد رو داغ کن
- Ayıyla, onun vefakârlığına güvenen ahmağın hikâyesi
- تتمهی حکایت خرس و آن ابله که بر وفای او اعتماد کرده بود
- Ayı, ejderhadan kurtulup o babayiğit erden o keremi görünce, 2010
- خرس هم از اژدها چون وارهید ** و آن کرم ز آن مرد مردانه بدید
- Eshâb- Kehf’in köpeği gibi onun peşine takıldı.
- چون سگ اصحاب کهف آن خرس زار ** شد ملازم در پی آن بردبار
- O Müslüman, hastalanıp yastığa baş koyunca da ayı, ona bağlanmış, gönül vermiş olduğundan bırakmadı, başın da beklemeye başladı.
- آن مسلمان سر نهاد از خستگی ** خرس حارس گشت از دل بستگی
- Birisi oradan geçerken “ Halin nasıl? Kardeş, bu ayıyla ne işin var” dedi.
- آن یکی بگذشت و گفتش حال چیست ** ای برادر مر ترا این خرس کیست
- Er, ejderha hikâyesini nakletti. O adam “ Ayıya güvenme be ahmak.
- قصه واگفت و حدیث اژدها ** گفت بر خرسی منه دل ابلها
- Ahmağın dostluğu düşmanlıktan beterdir. Ne suretle olursa olsun sürülmesi gerek” dedi. 2015
- دوستی ابله بتر از دشمنی است ** او بهر حیله که دانی راندنی است
- Er dedi ki; “Vallahi bunu hasedinden söyledin, yoksa sen ayıya ne bakıyorsun, sevgilisini gör!”
- گفت و الله از حسودی گفت این ** ور نه خرسی چه نگری این مهر بین
- Adam, “Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir, benim bu hasedim, onun sevgisinden iyidir.
- گفت مهر ابلهان عشوهده است ** این حسودی من از مهرش به است
- Be adam, gel benimle bir ol da o ayıyı sür, defet. Hemcinsini bırakıp ayıya güvenme” dediyse de
- هی بیا با من بران این خرس را ** خرس را مگزین مهل هم جنس را