- “Bu galiba bir katil, bana kastetmeye geldi yahut bir şey umuyor, dilenci ve külhani herifin biri!
- کاین مگر قصد من آمد خونی است ** یا طمع دارد گدا و تونی است
- Yahut da beni bu ayıyla korkutma hususunda evvelce dostlarıyla bahse girişmiş olmalı” dedi.
- یا گرو بسته ست با یاران بدین ** که بترساند مرا زین هم نشین
- İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey gelmedi.
- خود نیامد هیچ از خبث سرش ** یک گمان نیک اندر خاطرش
- Bütün hüsnü zannı ayıyaydı. Sanki ayıyla aynı cinstendi!
- ظن نیکش جملگی بر خرس بود ** او مگر مر خرس را هم جنس بود
- Bir köpek uğruna bir akılıyı itham etti, ayıyı muhabbet ve merhamet sahibi bir dost bildi! 2035
- عاقلی را از سگی تهمت نهاد ** خرس را دانست اهل مهر و داد
- Musa Aleyhisselâm’ın öküze tapana “Nerde düşüncen, nerde ihtiyatın, tedbirin?” demesi
- گفتن موسی علیه السلام گوساله پرست را که آن خیال اندیشی و حزم تو کجاست
- Musa bir hayal sarhoşuna dedi ki: “Ey kötülükten, sapıklıktan fena düşüncelere saplanmış kişi,
- گفت موسی با یکی مست خیال ** کای بد اندیش از شقاوت وز ضلال
- Benden bunca bürhan görmene ne benim bu derece güzel huyuma rağmen, peygamber olup olmadığıma dair yüzlerce şüphen vardı.
- صد گمانت بود در پیغمبریم ** با چنین برهان و این خلق کریم
- Benden yüz binlerce mucize gördüğün halde hayalin yüz kat artmakta, o derece şüpheye, zanna düşmekteydin.
- صد هزاران معجزه دیدی ز من ** صد خیالت میفزود و شک و ظن
- Hayalden, vesveseden daraldın, Peygamberliğime ta’nedip durmaya başladın.
- از خیال و وسوسه تنگ آمدی ** طعن بر پیغمبریام میزدی
- Seni Firavuna uyanların şerrinden kurtarmak için denizden apaçık toz kopardım. 2040
- گرد از دریا بر آوردم عیان ** تا رهیدیت از شر فرعونیان