English    Türkçe    فارسی   

2
2099-2108

  • Eğer benim, onunla bir münasebetim olmasaydı o çirkin suratlı nasıl olur da bana yüz çevirirdi?
  • گر نه جنسیت بدی در من از او ** کی رخ آوردی به من آن زشت رو
  • Eğer bende kendisiyle bir cinsiyet, bir münasebet görmeseydi nasıl olur da bana gelip çatardı? Nasıl olur da kendi cinsinden olmayana musallat olurdu? 2100
  • گر ندیدی جنس خود کی آمدی ** کی به غیر جنس خود را بر زدی‏
  • İki kişi birbiriyle uzlaştı, birbirine sataştı mı, hiç şüphe yok, aralarında bir kadr-i müşterek vardır.
  • چون دو کس بر هم زند بی‏هیچ شک ** در میانشان هست قدر مشترک‏
  • Kuş ancak kendi cinsinden olan kuşlarla uçar. Kendi cinsinden olmayanla sohbet âdeta mezara girmedir” diye cevap verdi.
  • کی پرد مرغی مگر با جنس خود ** صحبت ناجنس گور است و لحد
  • Bir kuşun kendi cinsinden olmayan bir kuşla uçup yayılmasındaki sebep
  • سبب پریدن و چریدن مرغی با مرغی که جنس او نبود
  • Bir hakîm dedi ki: “Yazıda bir kargayla bir leyleğin beraberce koşup uçmakta olduğunu gördüm.
  • آن حکیمی گفت دیدم هم تکی ** در بیابان زاغ را با لکلکی‏
  • Hayret ettim, bakalım aralarındaki kadr-i müştereke ait emare bulabilir miyim, diye hallerini araştırmaya koyuldum.
  • در عجب ماندم بجستم حالشان ** تا چه قدر مشترک یابم نشان‏
  • Hayretle yanlarına yaklaşınca gördüm ki ikisi de topal!” 2105
  • چون شدم نزدیک، من حیران و دنگ ** خود بدیدم هر دوان بودند لنگ‏
  • Hele Arşa mensup bir doğanla ferşin malı olan bir yarasa nasıl olur da beraber bulunur?
  • خاصه شهبازی که او عرشی بود ** با یکی جغدی که او فرشی بود
  • Biri İlliyîn’in güneşi, öbürü Siccîn’in yarasası.
  • آن یکی خورشید علیین بود ** وین دگر خفاش کز سجین بود
  • Biri her ayıptan arınmış tertemiz bir nur, öbürü her kapının dilencisi bir kör.
  • آن یکی نوری ز هر عیبی بری ** وین یکی کوری گدای هر دری‏