English    Türkçe    فارسی   

2
2175-2184

  • Biz, senin fetvanla ekmek yemekte, senin bilgi kanadında uçmaktayız. 2175
  • Bu da bizim şehzademiz, sultanımız. Seyit ve Mustafa’nın soyundan, sopundan.
  • Bu pisboğaz, bu hasis sofi kim oluyor ki sizin gibi padişahlarla düşüp kalkıyor.
  • Gelince onu savın gitsin. Siz de tam bir hafta benim bahçemde, çayır çimenliğimde kalın.
  • Hatta bağ da nedir ki? Canim bile sizin. Siz benim sağ gözüm mesabesindesiniz” dedi.
  • Onları vesveselendirip kandırdı. Ah, arkadaştan ayrılmamak gerek. 2180
  • Sofi gelince onu savdılar. Bu sefer bahçıvan, koca bir sopayla ardından seğirtti.
  • Dedi ki: “Ey köpek sofi, demek sen cüret edip benim bağıma giriyorsun ha!
  • Sana bu hususta Cüneyt mi yol gösterdi, Bayezid mi? Bu sana hangi şeyhin, hangi pirinden kaldı?
  • Sofiyi yalnız bulunca bir iyice dövdü, âdeta yarı canlı bir hale koydu, başını yardı.