- Veliyi meşhur eden yine velidir. Veli, kime dilerse nasip verir.
- مر ولی را هم ولی شهره کند ** هر که را او خواست با بهره کند
- Fakat deliliğe vurdu mu kimse akıl edip de onu anlayamaz. 2350
- کس نداند از خرد او را شناخت ** چون که او مر خویش را دیوانه ساخت
- Bir hırsız, körden bir şey çaldı mı kör, onu bulabilir mi hiç?
- چون بدزدد دزد بینایی ز کور ** هیچ یابد دزد را او در عبور
- Hırsız, gelip ona çatsa bile kör, hırsız kimdir? Ne anlasın?
- کور نشناسد که دزد او که بود ** گر چه خود بر وی زند دزد عنود
- Köpek, kör yoksulu ısırsa bile kör, kendisini dalayan köpeği nereden bilecek?
- چون گزد سگ کور صاحب ژنده را ** کی شناسد آن سگ درنده را
- Köpeğin kör bir dilenciye saldırması
- حمله بردن سگ بر کور گدا
- Bir köpek, mahallede bir kör bir dilenciye savaş aslanı gibi saldırdı.
- یک سگی در کوی بر کور گدا ** حمله میآورد چون شیر وغا
- Ay bile yoksulların izi tozunu gözüne sürme gibi çektiği halde, köpek, kızgınlıkla yoksullara saldırır. 2355
- سگ کند آهنگ درویشان به خشم ** در کشد مه خاک درویشان به چشم
- Kör, köpeğin sesinden korktu, âciz oldu. Ona tâzim etmeye başladı:
- کور عاجز شد ز بانگ و بیم سگ ** اندر آمد کور در تعظیم سگ
- “Ey avcılar beyi, ey av aslanı, el senin elin (hüküm senin hükmün), benden el çek” demeye başladı.
- کای امیر صید و ای شیر شکار ** دست دست تست دست از من بدار
- Hakîmin biri de zaruret yüzünden eşeğin kuyruğunu ağırlamış, o kuyruğa Kerim lâkabını takmıştır.
- کز ضرورت دم خر را آن حکیم ** کرد تعظیم و لقب دادش کریم