English    Türkçe    فارسی   

2
2375-2384

  • Hırsız, bir körden bir kumaş çaldı mı kör, bilmeden feryada başlar. 2375
  • Fakat hırsız ona “Senin malını ben çaldım, ben hilebaz bir hırsızım” demedikçe,
  • Kör, hırsızı nereden bilecek? Gözünün nuru, gözünün ışığı yok ki!
  • Ama sesini duydun mu onu sımsıkı tut, koy verme de çaldığı şeyleri söylet.
  • Hırsızı yakalayıp, sıkıştırmak, çaldığını çırptığını söyletmek cihadı ekberdir.
  • O, önce senin gözünün sürmesini çaldı. Onu elde ettin mi, yine gözlerine nur gelir. 2380
  • Gönül’ün kayıp malı olan hikmet kumaşı, ehli dilden elde edilir.
  • Kör olan gönül, canı, kulağı, gözü olsa bile hırsız Şeytan’ın izini bulamaz, onu elde edemez.
  • Şeytanın izini bulmayı, hırsızı elde etmeyi, gönül ehli olanlardan um, bu işi onlardan iste; taştan topraktan değil. Çünkü halk, gönül ehline nispetle taş, topaç gibidir, âdeta cansızdır.
  • Danışacak adam arayan da o deliliğe vurmuş delinin huzuruna geldi, dedi ki: “Ey kendini çocuk gösteren baba, bana bir sır söyle.”