English    Türkçe    فارسی   

2
2406-2415

  • Onu alırsan tamamıyla senin olur. İkincisinin yarısı senin olur, yarısı senden ayrı kalır.
  • آن یکی را چون بخواهی کل تراست ** و آن دگر نیمی ترا نیمی جداست‏
  • Üçüncü ise hiç sana mal olmaz. Bunu duydun ya. Hadi şimdi yürü, ben gidiyorum.
  • و آن سوم هیچ او ترا نبود بدان ** این شنودی دور شو رفتم روان‏
  • Sen de durma atım seni tepelemesin. Yoksa bir düştün mü, bir daha kalkamazsın!” dedi.
  • تا ترا اسبم نپراند لگد ** که بیفتی بر نخیزی تا ابد
  • Şeyh, sopasını sürüp çocukların arasına katıldı. O genç adam ona tekrar bağırdı.
  • شیخ راند اندر میان کودکان ** بانگ زد بار دگر او را جوان‏
  • “Gel de hiç olmazsa şunu etraflıca anlat. Bu söylediğin üç çeşit kadın kimlerdir? Onu bir söyle!” 2410
  • که بیا آخر بگو تفسیر این ** این زنان سه نوع گفتی بر گزین‏
  • Şeyh, yine onun yanına at sürüp dedi ki: “Bakir, tamamıyla sana mal olur, gamdan kurtulursun.
  • راند سوی او و گفتش بکر خاص ** کل ترا باشد ز غم یابی خلاص‏
  • Yarısı senin olan da duldur. Fakat hiçbir suretle sana mal olmayan, evlâdı olan kadındır.
  • و انکه نیمی آن تو بیوه بود ** و انکه هیچست آن عیال با ولد
  • İlk kocasından evlâdı olursa sevgisi de, bütün hâtıraları da oraya gider.
  • چون ز شوی اولش کودک بود ** مهر و کل خاطرش آن سو رود
  • Hadi git, atım seni tepmesin. Uzaklaş, yoksa serkeş atımın nalı seni ezer!
  • دور شو تا اسب نندازد لگد ** سم اسب توسنم بر تو رسد
  • Şeyh yine hay huy edip sopasını sürdü, yine çocukları yanına çağırdı. 2415
  • های و هویی کرد شیخ و باز راند ** کودکان را باز سوی خویش خواند