- İki türlü resim de onun üstatlığının eseridir. Bu, ressamın çirkinliğine delil olamaz, bilâkis üstatlığına delildir.
- هر دو گونه نقش استادی اوست ** زشتی او نیست آن رادی اوست
- Çirkini gayet çirkin olarak yapar, o derecede ki bütün çirkinlikler, onun etrafında döner, örülür. 2540
- زشت را در غایت زشتی کند ** جمله زشتیها به گردش بر تند
- Bu suretle de bilgisindeki kemal meydana gelir, üstatlığını inkâr eden rüsvay olur.
- تا کمال دانشش پیدا شود ** منکر استادیش رسوا شود
- Eğer çirkinin resmini yapmayı bilmezse ressam, nâkıstır. İşte bu yüzden Tanrı hem kâfirin yaratıcısıdır, hem müminin.
- ور نداند زشت کردن ناقص است ** زین سبب خلاق گبر و مخلص است
- Bu yüzden küfür de Tanrılığına şahittir, iman da. İkisi de ona secde eder.
- پس از این رو کفر و ایمان شاهدند ** بر خداوندیش و هر دو ساجدند
- Fakat bil ki müminin secdesi dileyerektir. Çünkü mümin, Tanrı rızasını arar, maksadı onun rızasını almaktır.
- لیک مومن دان که طوعا ساجد است ** ز انکه جویای رضا و قاصد است
- Kâfir de istemeyerek Tanrı’ya tapar ama onun maksadı başkadır. 2545
- هست کرها گبر هم یزدان پرست ** لیک قصد او مرادی دیگر است
- Padişahın kalesini yapar ama beylik dâvasındadır.
- قلعهای سلطان عمارت میکند ** لیک دعوی امارت میکند
- Kale, onun malı olsun diye isyan eder, fakat nihayet kale, padişahın eline geçer.
- گشته یاغی تا که ملک او بود ** عاقبت خود قلعه سلطانی شود
- Müminse o kaleyi padişah için tamir eder, makam sahibi, mevki sahibi olmak için değil.
- مومن آن قلعه برای پادشاه ** میکند معمور نه از بهر جاه