English    Türkçe    فارسی   

2
2556-2565

  • İşte burası cennet, emniyet yurdu. Peki o aşağılık uğrak nerede?”
  • Melekler derler ki: “Hani geçerken filân yerde gördüğümüz o yemyeşil bahçe vardı ya.
  • Cehennem, o şiddetli azap yurdu, işte orasıydı. Fakat size bağlık, bahçelik, yeşillik bir yer oldu.
  • Siz, bu cehennem huylu, kötü suratlı, ateş meşrepli nefsi.
  • Çalışıp, çabalayıp tertemiz bir hale getirdiniz; Tanrı için ateşi söndürdünüz: 2560
  • Şulelenip duran şehvet ateşini takva yeşilliği, hidayet nuru haline soktunuz;
  • Hırs ateşiniz hilim, bilgisizlik karanlığı ilim oldu;
  • Hırs ateşini attınız; o ateş diken gibiydi, gül bahçesine döndü..
  • Mademki siz kendinizdeki bütün ateşleri bizim için söndürdünüz, bu suretle de zehir, bal haline geldi.
  • Mademki ateşe mensup olan nefsi bir bahçe yapıp oraya vefa tohumları ektiniz, 2565