- Onun hükmüne, onun fermanına baş koymakta, tatlı canımızı ona peşkeş sunmaktayız.
- بر خط و فرمان او سر مینهیم ** جان شیرین را گروگان میدهیم
- Sevgilinin hayali, gönüllerimizde oldukça; işimiz, kulluk ve can vermedir, demediniz mi?
- تا خیال دوست در اسرار ماست ** چاکری و جان سپاری کار ماست
- Nerede bir belâ çırağı uyandırdılarsa orada yüz binlerce âşığın canını yaktılar.
- هر کجا شمع بلا افروختند ** صد هزاران جان عاشق سوختند
- Evin içinde ki âşıklar, sevgilinin cemali çırağına pervanedirler. 2575
- عاشقانی کز درون خانهاند ** شمع روی یار را پروانهاند
- Gönül, seninle nurlanan yere, belâlardan sana siperlerden olanların meclisine,
- ای دل آن جا رو که با تو روشناند ** وز بلاها مر ترا چون جوشناند
- Sana canlarında yer verenlerin, seni şaraplarla dopdolu bir kadeh haline getirenlerin yanına git!
- ز آن میان جان ترا جا میکنند ** تا ترا پر باده چون جامی کنند
- Onların canlarında yurt kur; ey aydın dolunay, gökyüzünde mekân tut!
- در میان جان ایشان خانه گیر ** در فلک خانه کن ای بدر منیر
- Onlar, sana sırları belirtmek için Utarit gibi gönül defterini açarlar.
- چون عطارد دفتر دل واکنند ** تا که بر تو سرها پیدا کنند
- Mademki yerin yurdun yok bildiklerin yanına var, ay parçasıysan kâmil ve tamam bir aya yüz vur! 2580
- پیش خویشان باش چون آوارهای ** بر مه کامل زن ار مه پارهای
- Cüz’ün, küllünden çekinmesi de ne oluyor? Muhalifle bu kaynaşma da ne?
- جزو را از کل خود پرهیز چیست ** با مخالف این همه آمیز چیست