English    Türkçe    فارسی   

2
2578-2587

  • Onların canlarında yurt kur; ey aydın dolunay, gökyüzünde mekân tut!
  • در میان جان ایشان خانه گیر ** در فلک خانه کن ای بدر منیر
  • Onlar, sana sırları belirtmek için Utarit gibi gönül defterini açarlar.
  • چون عطارد دفتر دل واکنند ** تا که بر تو سرها پیدا کنند
  • Mademki yerin yurdun yok bildiklerin yanına var, ay parçasıysan kâmil ve tamam bir aya yüz vur! 2580
  • پیش خویشان باش چون آواره‏ای ** بر مه کامل زن ار مه پاره‏ای‏
  • Cüz’ün, küllünden çekinmesi de ne oluyor? Muhalifle bu kaynaşma da ne?
  • جزو را از کل خود پرهیز چیست ** با مخالف این همه آمیز چیست‏
  • Cinse bak, bir nev’ile karışınca, o cinsin nev’i olmuş gayıpları gör, ayn’ın nuru ile ayn kesilmiş.
  • جنس را بین نوع گشته در روش ** غیبها بین گشته عین از پرتوش‏
  • Be akılsız, karı gibi işvelendikçe, yalana işveye kalkıştıkça, nasıl üst olacaksın?
  • تا چون زن عشوه خری ای بی‏خرد ** از دروغ و عشوه کی یابی مدد
  • Halkın seni övmesini, sana yaltaklanmasını, halkın tatlı ve kandırıcı sözlerini alıyor, altın gibi cebine indiriyorsun!
  • چاپلوس و لفظ شیرین و فریب ** می‏ستانی می‏نهی چون زر به جیب‏
  • Sana Padişahların sövmesi, vurması, sapıkların övmesinden daha iyidir. 2585
  • مر ترا دشنام و سیلی شهان ** بهتر آید از ثنای گمرهان‏
  • Padişahların tokadını ye de aşağılık kişilerin balını yeme, bu suretle er olanların ikbali yüzünden sen de bir er ol.
  • صفع شاهان خور مخور شهد خسان ** تا کسی گردی ز اقبال کسان‏
  • Çünkü onlardan hil’at gelir, devlet gelir. Onlar, ruhun penahında cesedi, can haline getirirler.
  • ز آنک از ایشان خلعت و دولت رسد ** در پناه روح جان گردد جسد