- Belâda da onun lezzetlerini tatmak istedim, ona mat oldum, ona mat oldum, ona mat oldum!
- در بلا هم میچشم لذات او ** مات اویم مات اویم مات او
- Ey ulu kişi, bu altı cihetli âlemde kim, kendisini altı duygu kapısından kurtarabilir ki?
- چون رهاند خویشتن را ای سره ** هیچ کس در شش جهت از شش دره
- Altının cüz’ü, nasıl olurda küllünden kurtulur? Hele keyfiyetsiz Tanrı onu eğri yaratmışsa!
- جزو شش از کل شش چون وارهد ** خاصه که بیچون مر او را کژ نهد
- Bu altı cihet içinde ateşe dalmış kişiyi ancak altı ciheti yaratan Tanrı kurtarabilir. 2650
- هر که در شش او درون آتش است ** اوش برهاند که خلاق شش است
- Küfür olsun, iman olsun, onun eliyle dokunmadır, onundur.”
- خود اگر کفر است و گر ایمان او ** دست باف حضرت است و آن او
- Muaviye’nin tekrar İblis’e İblis’in hilelerini anlatması
- باز تقریر کردن معاویه با ابلیس مکر او را
- Emîr ona dedi ki: “Bunlar doğru. Fakat bunlardan senin payın eksik.
- گفت امیر او را که اینها راست است ** لیک بخش تو ازینها کاست است
- Sen, benim gibi yüz binlerce kişinin yolunu urdum delik deldin, hazineye girdin!
- صد هزاران را چو من تو ره زدی ** حفره کردی در خزینه آمدی
- Hem ateş ve neft olasın, hem yakmayasın, buna imkân var mı? Kimdir ki senin elinden elbisesi yırtılmamış olsun!
- آتشی از تو نسوزم چاره نیست ** کیست کز دست تو جامهش پاره نیست
- Ey, ateş senin tabiatın yakmaktır, bir şeyi yakmaman mümkün değil. 2655
- طبعت ای آتش چو سوزانیدنی است ** تا نسوزانی تو چیزی چاره نیست
- Tanrı seni yakıcı bir hale getirmiş, bütün hırsızların üstadı etmiştir. İşte lânet budur.
- لعنت این باشد که سوزانت کند ** اوستاد جمله دزدانت کند