- Bunun üzerine sözü ağzının içinde geveleyerek dedi ki: “Ey Muaviye, ben seni şunun için uyandırdım: 2765
- از بن دندان بگفتش بهر آن ** کردمت بیدار میدان ای فلان
- Cemaate yetişesin, devletli Peygamber’in ardında namaz kılasın.
- تا رسی اندر جماعت در نماز ** از پی پیغمبر دولت فراز
- Eğer namaz fevt olsaydı, vakit geçseydi bu cihan, sana nursuz, kapkaranlık kesilecekti.
- گر نماز از وقت رفتی مر ترا ** این جهان تاریک گشتی بیضیا
- Bu ziyandan bu dertten dolayı ağlayacak, gözlerinden âdeta kâselerle yaş dökecektin.
- از غبین و درد رفتی اشکها ** از دو چشم تو مثال مشکها
- Herkes, ibadetten bir zevk alır, bu yüzden de bir an bile sabredemez, ibadette bulunur.
- ذوق دارد هر کسی در طاعتی ** لاجرم نشکیبد از وی ساعتی
- Fakat o dert, o gussa yüzlerce namaza değer. Nerede namaz, nerede o niyazın ışığı?” 2770
- آن غبین و درد بودی صد نماز ** کو نماز و کو فروغ آن نیاز
- İhlâs sahibi birisinin cemaati kaçırdığından dolayı tahassür ve iştiyakı
- فضیلت حسرت خوردن آن مخلص بر فوت نماز جماعت
- Birisi mescide girerken baktı ki halk mescitten çıkıyor.
- آن یکی میرفت در مسجد درون ** مردم از مسجد همیآمد برون
- Cemaat dağıldı mı ki herkes acele, acele mescitten çıkıyor?” diye sordu.
- گفت پرسان که جماعت را چه بود ** که ز مسجد میبرون آیند زود
- Birisi, “Peygamber, cemaatle namazını eda etti, duasını bile bitirdi.
- آن یکی گفتش که پیغمبر نماز ** با جماعت کرد و فارغ شد ز راز
- Ey ham adam, nereye gidiyorsun? Peygamber, çoktan selâm verdi” dedi.
- تو کجا در میروی ای مرد خام ** چون که پیغمبر بداده ست السلام