- Döşemesini, tavanını, kubbesini düzdüler. Fakat bununla cemaati ayırmak diliyorlardı.
- فرش و سقف و قبهاش آراسته ** لیک تفریق جماعت خواسته
- Yalvararak Peygamber’in yanına geldiler, deve gibi huzuruna çöktüler. 2830
- نزد پیغمبر به لابه آمدند ** همچو اشتر پیش او زانو زدند
- “Ey Allah Peygamberi, lütfedip o mescide kadar bir zahmet etsen;
- کای رسول حق برای محسنی ** سوی آن مسجد قدم رنجه کنی
- Kademlerinle kutlasan, günlerin kıyamete kadar ter-ü taze olsun!
- تا مبارک گردد از اقدام تو ** تا قیامت تازه باد ایام تو
- Topraklı, bulutlu günün, zaruret ve yoksulluk gününün mescidi işte.
- مسجد روز گل است و روز ابر ** مسجد روز ضرورت وقت فقر
- Diledik ki oraya bir garip gelirse yer bulsun, bu hizmet konağında bolluğa ersin.
- تا غریبی یابد آن جا خیر و جا ** تا فراوان گردد این خدمتسرا
- Bu suretle de din şiarı çoğalsın, etrafa yayılsın, dostlarla olunca acı yemiş bile hoştur. 2835
- تا شعار دین شود بسیار و پر ** ز انکه با یاران شود خوش کار مر
- Bir an orayı şereflendir, bizi tezkiye et, diğer sahabeye bildir.
- ساعتی آن جایگه تشریف ده ** تزکیهی ما کن ز ما تعریف ده
- Mescide, mescittekilere iltifat et, sen aysın, biz de gece. Bir an olsun bizimle ol da.
- مسجد و اصحاب مسجد را نواز ** تو مهی ما شب دمی با ما بساز
- Gece cemalinle gündüze dönsün, ey cemali, geceleri aydınlatan güneş.!” dediler.
- تا شود شب از جمالت همچو روز ** ای جمالت آفتاب جان فروز