English    Türkçe    فارسی   

2
2864-2873

  • Savaştan dönünce o mescide giderim” buyurdu;
  • Onları defetti; savaşa gitti. O kötü, o yalancı kişileri bu suretle avuttu. 2865
  • Dönünce münafıklar, tekrar gelip evvelki vaadini hatırlattılar.
  • Allah, “ Peygamber, açıkça söyle. Neticesi savaş bile olsa onların hıyanetlerini açığa vur” dedi.
  • Peygamber de “ Ey hilebaz Kavim, susun da sırlarınızı söylemeyeyim”
  • Deyip sırlarından birkaçını söyleyiverdi. Derhal halleri kötüleşti.
  • Münafıkların elçileri, hemen “Hâşa, hâşa” demeğe başladılar. 2870
  • Her münafık, koltuğuna bir Mushaf urup hile ile Peygamber’e koştu;
  • Yemin etmeye koyuldu. Çünkü yemin etmek siperdir, ve yemin etmek, yalancı kişilerin âdetidir.
  • Yalancı, dolancı adam, dinde vefakâr olmadığından her an yeminini bozar.