- Müjde almak için her bayağı adam, yüzlerce nişan söyler durur.
- از برای مژدگانی صد نشان ** از گزافه هر خسی کرده بیان
- Birbirine aykırı mezhepler arasında mütereddit bir hale geliş ve onlardan kurtuluş yolu
- متردد شدن در میان مذهبهای مخالف و بیرون شو و مخلص یافتن
- Bu şuna benzer: Herkes marifet hususunda gayp mevsufunu bir sıfatla över.
- همچنان که هر کسی در معرفت ** میکند موصوف غیبی را صفت
- Filozof onu başka bir çeşitte anlatır. Mübahase eden, onun sözünü cerh eder.
- فلسفی از نوع دیگر کرده شرح ** باحثی مر گفت او را کرده جرح
- Başka biri her ikisini de kınar. Bir başkası da riya ile can çekişir. 2925
- و آن دگر در هر دو طعنه میزند ** و آن دگر از زرق جانی میکند
- Halk, bunları da o köyün adamı sansın diye her biri, bu yola ait deliller söyler.
- هر یک از ره این نشانها ز آن دهند ** تا گمان آید که ایشان ز آن دهاند
- Hakikatten şunu bil ki bunların hepsi hak değildir. Fakat bu sürünün hepsi de sapık değil.
- این حقیقت دان نه حقاند این همه ** نی بکلی گمرهانند این رمه
- Çünkü hak olmadıkça, bâtıl meydana çıkmaz. Ahmak, kalp altını, altın kokusunu duyar da alır.
- ز انکه بیحق باطلی ناید پدید ** قلب را ابله به بوی زر خرید
- Âlem de sağlam ve geçer akçe olmasaydı kalpı nasıl harcayabilirdin?
- گر نبودی در جهان نقدی روان ** قلبها را خرج کردن کی توان
- Doğru olmasaydı yalan olur muydu hiç? O yalan, doğrudan nurlanır. 2930
- تا نباشد راست کی باشد دروغ ** آن دروغ از راست میگیرد فروغ
- Doğru ümidiyle eğriyi de alırlar. Zehri şekere dökerler de öyle içerler.
- بر امید راست کژ را میخرند ** زهر در قندی رود آن گه خورند