- Savaş erinin gönlü bir zaman ferahlar, bir zaman daralır; derde, gıllıgüşa düşer.
- پس مجاهد را زمانی بسط دل ** یک زمانی قبض و درد و غش و غل
- Çünkü bedenlerimiz olan bu su ve toprak, bu balçık, münkirdir. Canların ziyasının hırsızıdır.
- ز انکه این آب و گلی کابدان ماست ** منکر و دزد و ضیای جان ماست
- Ulu Allah, ey yiğit; sıcağı soğuğu, zahmeti, derdi bedenlerimize havale etmiştir.
- حق تعالی گرم و سرد و رنج و درد ** بر تن ما مینهد ای شیر مرد
- Bütün bunlar, korku, açlık, malların azlığı, bedenimizin hastalığı, hepsi can nakdinin meydana çıkması içindir.
- خوف و جوع و نقص اموال و بدن ** جمله بهر نقد جان ظاهر شدن
- Vaatlerle tehditler, bu birbirine karışmış olan iyi ve kötüyü ayırt etmek içindir. 2965
- این وعید و وعدهها انگیخته ست ** بهر این نیک و بدی کامیخته ست
- Hakla, bâtıl birbirine karıştığından, sağlam parayla kalp akçayı bu hareme döktüklerinden dolayı,
- چون که حق و باطلی آمیختند ** نقد و قلب اندر حرمدان ریختند
- Ayırt etmek için hakikatleri sınamış, görmüş bir mehenk gerektir ki,
- پس محک میبایدش بگزیدهای ** در حقایق امتحانها دیدهای
- Bu hileleri fark etsin, şu tedbirlerin esası olsun.
- تا شود فاروق این تزویرها ** تا بود دستور این تدبیرها
- Ey Musa’nın anası, Musa’ya süt ver, belâya düşeceğini düşünme, suya at!
- شیر ده ای مادر موسی و را ** و اندر آب افکن میندیش از بلا
- Kim, Elest gününde o sütü emmişse Musa gibi sütü fark eder. 2970
- هر که در روز أ لست آن شیر خورد ** همچو موسی شیر را تمییز کرد