English    Türkçe    فارسی   

2
2987-2996

  • Fakat deve sahibi olmayıp bu araştırmada taklide uyan kişinin,
  • Bu doğru nişanelerle yakını artmaz, ancak hakikaten devesi kaybolanın inanışı ona da akseder.
  • Onun ciddiyetinden, tahassüründen bir koku alır, anlar ki onun bu yelip yortması saçma değil, elbette bir aslı var!
  • Bu deve arayışı doğru değil ama o da bir deve kaybetmiştir. 2990
  • Başkasının devesine tamah edişi onun yüzünü örter de kendi kaybını unutturur.
  • Devesi kaybolan nerelerde koşarsa bu da koşar, tamahından dertliye dost ve yoldaş olur.
  • Yalancı da doğrucuyla yoldaş olunca yalanı, ansızın doğru olur.
  • Devenin koştuğu o ovada yalancı da kendi devesini buluverir.
  • Onu görünce devesini hatırlar; dostunun, arkadaşının devesinden tamahını keser. 2995
  • Devesini orada otlar görür de mukallitten muhakkik olur.