English    Türkçe    فارسی   

2
2993-3002

  • Yalancı da doğrucuyla yoldaş olunca yalanı, ansızın doğru olur.
  • Devenin koştuğu o ovada yalancı da kendi devesini buluverir.
  • Onu görünce devesini hatırlar; dostunun, arkadaşının devesinden tamahını keser. 2995
  • Devesini orada otlar görür de mukallitten muhakkik olur.
  • Deveyi orada aramadığı halde bulunca o an hakikaten deveye talip kesilir. Bu nişaneler, apaçık ve inanılır deliller.
  • Ondan sonra yalnızca yürümeye başlar, gözünü kendi devesine açar.
  • Asıl deve arayan “Beni bıraktın mı, hâlbuki şimdiye kadar arkadaşlık ettik” deyince,
  • “ Şimdiye kadar abes bir şeyle meşguldüm, tamahtan sana yaltaklanıp duruyordum. 3000
  • Bu arayışta senden zahiren, cismen ayrıldım ama asıl şimdi seninle derttaş oldum.
  • Şimdiye kadar devenin evsafını senden çalmıştım. Hâlbuki şimdi canım, benimkini gördü, artık gözüm doydu.