English    Türkçe    فارسی   

2
3056-3065

  • Zamanlardan sonuncusu, ilk devirlerden daha üstündür. Hadiste “ Ahirûnes Sâbikun” denmektedir.
  • آخرین قرنها پیش از قرون ** در حدیث است آخرون السابقون‏
  • Merhamet sahibi Allah, Nûh ve Hûd kavimlerinin helâkini bize gösterdi;
  • تا هلاک قوم نوح و قوم هود ** عارض رحمت به جان ما نمود
  • Biz korkalım, ibret alalım diye onları kahretti. Ya aksi olsaydı vay haline!
  • کشت ایشان را که ما ترسیم از او ** ور خود این بر عکس کردی وای تو
  • Kendisine tapanların (peygamber ve velilerin Aleyhimüsselâm) varlıkları nimetken buna şükretmeyenlerin hali
  • بیان حال خود پرستان و ناشکران در نعمت وجود انبیا و اولیا علیهم السلام‏
  • Peygamberlerden hangisi, suça, ayıba dair bir şey söylediyse taş gibi katı gönül’e, kapkara cana,
  • هر ک از ایشان گفت از عیب و گناه ** وز دل چون سنگ وز جان سیاه‏
  • Allah fermanlarına ehemmiyet vermemeye, yarın ki ahret gününü düşünmeyip rahatça keyfine bakmaya, 3060
  • و ز سبک داری فرمان‏های او ** و ز فراغت از غم فردای او
  • Bu aşağılık dünyaya heves etmeye, bu aşağılık dünyaya âşık, karılar gibi nefse zebun olmaya,
  • و ز هوس و ز عشق این دنیای دون ** چون زنان مر نفس را بودن زبون‏
  • Nasihat edenlerden kaçmaya, temiz kişilerle buluşmaktan çekinmeye,
  • و آن فرار از نکته‏های ناصحان ** و آن رمیدن از لقای صالحان‏
  • Gönül’e, gönül ehline karşı yabancı durmaya, padişahlara hile düzmeye, onlara karşı tilkilik yapmaya kalkışmaya,
  • با دل و با اهل دل بیگانگی ** با شهان تزویر و روبه‏شانگی‏
  • Gözü tok kişileri yoksul sanmaya, onlara haset edip gizlice düşman olmaya dair söyledi.
  • سیر چشمان را گدا پنداشتن ** از حسدشان خفیه دشمن داشتن‏
  • Onlardan biri verdiğin bir şeyi kabul ederse yoksul dersin, kabul etmezse riyakâr ve mürai! 3065
  • گر پذیرد چیز تو گویی گداست ** ور نه گویی زرق و مکر است و دغاست‏