English    Türkçe    فارسی   

2
3057-3066

  • Merhamet sahibi Allah, Nûh ve Hûd kavimlerinin helâkini bize gösterdi;
  • Biz korkalım, ibret alalım diye onları kahretti. Ya aksi olsaydı vay haline!
  • Kendisine tapanların (peygamber ve velilerin Aleyhimüsselâm) varlıkları nimetken buna şükretmeyenlerin hali
  • Peygamberlerden hangisi, suça, ayıba dair bir şey söylediyse taş gibi katı gönül’e, kapkara cana,
  • Allah fermanlarına ehemmiyet vermemeye, yarın ki ahret gününü düşünmeyip rahatça keyfine bakmaya, 3060
  • Bu aşağılık dünyaya heves etmeye, bu aşağılık dünyaya âşık, karılar gibi nefse zebun olmaya,
  • Nasihat edenlerden kaçmaya, temiz kişilerle buluşmaktan çekinmeye,
  • Gönül’e, gönül ehline karşı yabancı durmaya, padişahlara hile düzmeye, onlara karşı tilkilik yapmaya kalkışmaya,
  • Gözü tok kişileri yoksul sanmaya, onlara haset edip gizlice düşman olmaya dair söyledi.
  • Onlardan biri verdiğin bir şeyi kabul ederse yoksul dersin, kabul etmezse riyakâr ve mürai! 3065
  • İnsanlara karışırsa tamahkâr dersin. Karışmaz, çekingen davranırsa kibirli!