- Zahiren ihtiyardır ama hakikatte çocuk. Zaten o veli ve nebi nedir ki?
- از برون پیر است و در باطن صبی ** خود چه چیز است آن ولی و آن نبی
- Eğer iyinin, kötünün yanında zahir olmasalar bu aşağılık kişilerin onlara şu hasedi neden?
- گر نه پیدایند پیش نیک و بد ** چیست با ایشان خسان را این حسد
- Onlar yakîn ilmini bilmiyorlarsa onlara karşı bu buğuz, bu hilekârlık, bu kin ne?
- ور نمیدانندشان علم الیقین ** چیست این بغض و حیل سازی و کین
- Onlara düşman olanlar ölümden sonra dirilmeyi ve kıyamet gününü bilselerdi kendilerini keskin kılıcın üstüne nasıl atarlardı.
- ور نمیدانند بعث و رستخیز ** چون زنندی خویش بر شمشیر تیز
- O pir sana gülümser, fakat sen onu öyle görme; onun için yüzlerce kıyamet var. 3105
- بر تو میخندد مبین او را چنان ** صد قیامت در درون استش نهان
- Cennet, cehennem... Hepsi onun cüzileri. Ne düşünürsen, O, o düşünceden de üstün.
- دوزخ و جنت همه اجزای اوست ** هر چه اندیشی تو او بالای اوست
- Ne düşünüyorsan yokluk kabul eder, fakat düşünceye sığmayan yok mu? İşte Allah odur.
- هر چه اندیشی پذیرای فناست ** آن که در اندیشه ناید آن خداست
- İçinde kim olduğunu biliyorsa, evin kapısındaki küstahlık neden?
- بر در این خانه گستاخی ز چیست ** گر همیدانند کاندر خانه کیست
- Ahmaklar Mescidi ulular da, gönül ehlinin gönlünü yıkmaya çalışır.
- ابلهان تعظیم مسجد میکنند ** در جفای اهل دل جد میکنند
- Hâlbuki o mecazidir be eşekler, bu hakikat. Uluların gönülden başka Mescidi yoktur. 3110
- آن مجاز است این حقیقت ای خران ** نیست مسجد جز درون سروران